Koronavirüs pandemisi ortaya çıktığı günden bu yana, insan sağlığını etkilemesinin yanında toplumsal ilişkileri, ekonomiyi, üretimi, tüketimi ve hatta insanların geleceğe dair planlarını bile etkiledi. Ancak biz bu sürecin içinde teknolojinin yerini, kazandırdıklarını, kaybettirdiklerini değerlendireceğiz.
Teknoloji, sunduğu avantajlarla pandemi sürecinin yürütülmesinde devletlere de, topluma da pek çok noktada katkı sağlamıştır. Teknoloji devi ülkeler ve şirketler; bu alanda pek çok çalışma yapmış ve insanların gerek evde kaldığı, gerek evden çalışması gerektiği, gerekse “yeni normal” diye tabir ettiğimiz hayata başlangıç sürecini verimli geçirebilmesi adına adımlar atmıştır.
Devletler pandemi sürecinde insanları önlem almaya ve yeni şartlara alışmaya teşvik ederken bir yandan da hayatın devam etmesi gerekiyordu. İnsanların hayatını idame ettirmesi, şirketlerin para kazanması ve kazandığı parayı tekrar yatırıma dönüştürmesi ve üretim-tüketim döngüsü bir şekilde sağlanmalıydı. Daha teknolojik gelişmeleri pek çok şirket yeni yeni yakalayabilmişken bir de üstüne pandemi sürecinin şartları şirketlerin stratejilerine etki etti. Ancak şirketlerin hayatta kalabilmesi, pandemi sürecine doğru adapte olabilmesiyle mümkün.
Biz bu adaptasyon sürecini iki başlıkta inceleyeceğiz:
- Neler değişti? Nasıl değişebiliriz?
- Evden Çalışmanın Getirdiği Güvenlik Tehditleri nelerdir? Neler yapabiliriz? Teknik & altyapısal olarak bu sürece ne kadar hazırız?
Neler değişti? Nasıl değişebiliriz?
Pandemi sürecinde teknoloji kullanımı, dünya çapında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre evde medya tüketimi incelendiğinde bireylerin %67’sinin daha fazla haber yayını izlediğini, %45’inin mesajlaşma servislerinde daha fazla zaman harcadığını, %44’ünün sosyal medyada daha uzun vakit geçirdiğini ve %36’sının bilgisayar/video oyunları daha çok uğraştığını belirtiyor. Ayrıca pandemi sürecinde Z neslinin(%62), Y nesline (%45) ve X nesline (%40) kıyasla evde mesajlaşma hizmetlerine daha fazla zaman harcadığı görülüyor. Medya türlerine göre en yüksek medya kullanım artışı ise Z neslinde yaşanıyor(2). COVID-19 sürecinde televizyon, radyo, gazete, çevrim içi web siteleri ve sosyal medya kullanımı günlük 4 (Çeyreklikler arası değer, 2-6) saat olarak bildirilmiştir. Bütün bu araştımalar gösteriyor ki pandemi sürecinde teknolojiyle herkes biraz daha yakınlaştı.
Pandemi süreci pek çok açıdan çalışma hayatını da etkiledi. Yerinde hizmet veren iş yerlerinde çalışanlar işlerine gidemezken, çalışmalarını evden de sürdürebilen sektörlerde şirketler ve personelleri nispeten daha şanslıydı. Bir diğer yandan finans, turizm ve giyim sektöründeki firmalar ise bu süreci daha farklı stratejiler deneyerek atlatmaya çalıştılar. Giyim sektörü evde spor yapmayı teşvik edecek ürünlerini pazarlayarak evde kalan insanlara hareket etmek ve sağlıklı kalmak için fırsatlar sunmaya başladı. Pazar yerlerinde ise temel gıda ürünleri dışında ailece vakit geçirilebilecek aktivite/ürün satışlarında artış oldu.
Pandemiyle Dijital Dünyada Neler Değişti?
- Evden çalışmaya başlayan insanlar için evin bir kısmı ofis oldu,
- Tüm fiziksel toplantılar yerlerini online konferanslara bıraktı,
- Mail ve mesajlaşma platformlarındaki görüşme süreleri arttı,
- Birçok marka internet sitelerini evlerinden çıkmayan insanlara uygun şekilde optimize etmeye başladı,
- Satış ve trafikleri düşüşe geçen markalar bazı maddi tedbirleri almak zorunda kaldı,
- Yerinde hizmet veren iş yerlerine hijyen şüphesi ile talepler azaldı,
- Evde kalan insanlara teşvik amacıyla Netflix gibi platformlar, vizyondan yeni çıkmış filmleri ya da güncel dizileri arşivlerine daha hızlı eklemeye başladılar,
- Sosyal medya üzerinden sanatçılar konserler vermeye, kendi canlı yayınlarını açıp hayranlarıyla sohbet etmeye başladılar,
- Kargo firmaları temassız teslimat özelliğini geliştirdi ancak artan talepler kargo şirketlerinin teslimat sürelerinin uzamasına sebep oldu,
- Online market alışverişinin artması ve birçok yeni markanın sektöre giriş yapmasıyla birlikte motorlu araç kullanabilecek kurye bulunamaz hale geldi.
Bu maddelerden en ilginç olanı ise yerinde hizmet veren firmaların ev ortamında iş yapan kısmı avantajlı hale geldi. Örneğin uzun süre evde kalan çiftler, hazır evdeyken boya, tesisat, dolap vb. tadilat işlerine girişti. İnternet üzerinde bu tarz aramalarda genellikle bayan kullanıcıların instagram sayfaları üzerinden buldukları firma/kişiler tercih edilirken, bahçeli evi olan erkek kullanıcılar ise online satış sitelerine yöneldi.
Sektöre göre değişebilir ancak markaların, insanları evde kalmaya, bilgilendirmeye ve doğru yönlendirmeye devam etmeleri gerekiyor. Bu sayede hem rakiplerinden farklılaşıp öne geçebilecek hem de tüketicilerinin gözünde değer kazanıp krizi fırsata çevirebilecekler.
Pandemi sürecinde restoranlarda ve kafelerde uygulanan yasakların yanı sıra, keyfi ve gereksiz harcamalardan sakınan, tamamen zaruri ihtiyaçlarını karşılamaya yönelen bir kitle oluştu. Bu durumdan en fazla lüks markalar, lüks tüketim ürünleri, finans siteleri ve hijyenik sebeplerden dolayı yerinde hizmet veren markaların etkilendiğini söyleyebiliriz. Örneğin kapıda temassız teslimat özelliğini hızlıca hayata geçiren markalar (Getir, Banabi vb.) rakiplerine göre hem krizi fırsata çevirmiş hem de ne kadar doğru ve zamanında hamleler yaptıklarını herkese göstererek takdir kazanmış oldu. Tüm bu emeklerin sonucunu ise tüketiciler internet üzerinde yaptıkları aramalar ve tercihleriyle net bir biçimde göstermiş oldu.(3)
Çoğu marka, evlerine kapanan ve Youtube videoları izleyen kitleye hitap etmek için Youtube kanallarına video yüklüyor, yeni içerik stratejileri geliştiriyor ve iletişim dilini daha genele hitap eder hale getiriyor. Benzer şekilde diğer sosyal medya kanallarında da aktif şekilde paylaşımlar yaparak hem tüketicilerine yaklaşıyor hem de ürün ve hizmetlerini tanıtıyor.
Pandemi Sürecinde
Dijital Pazarlama
(Marketing)
Pazarlama dünyasının koronavirüsten nasıl etkilendiği ile ilgili genel bakışa Neil Patel’in(3) verileriyle başlayalım:
Çoğu sektörde reklam dönüşüm oranlarının düşüş yaşadığını görüyoruz. Bu noktada markaların aklına gelen sorulardan bazıları ise şöyle:
- İnternet reklamlarına ne kadar yüklenilmeli?
- Ürünlerle ilgili büyük duyurular yapılmalı mı, yeni ürün piyasaya sunulmalı mı?
- Tüketici ile iletişimi ne kadar yeterli düzeyde sağlıyoruz?
- Bazı mağazalar bir süreliğine kapatıldı, biz de mi aynısını yapmalıyız?
- Bu süreçte ekonomik olarak hafif yara almak adına dönüşüm ile ilgili neler yapabiliriz?
Markaların bildiği en önemli şey tüketicinin beklentileridir. Peki tüketiciler ne görmek istiyor, neyi bilmek istiyor? Bu konuda derlediğimiz başlıkları inceleyelim.
Pandemiye
Hazırız Diyebilmek!
Pandemi sürecinde en fazla dikkat edilen konu temizlik oldu. Müşterilere temizlik, sterilizasyon önlemleri ve virüsün yayılmasını önlemek için aldığınız önlemler konusunda bilgi vermek onlara güven veriyordu. Özellikle firmanızın fiziksel varlığı devam ediyorsa, bu paylaşımları belirli aralıklarla yapmanız gerektiğini unutmamalısınız. Zira tüketiciler, pek çok kişinin mağaza ya da ofisinize geldiğini düşünerek sizleri ziyaret etmeye çekineceklerdir.
Yani, sosyal medya paylaşımları ve reklam tarafında kullandığınız tüm fikirleri, fiziksel mağazalarınızda aldığınız önlemlere yönelik sunmanız gerekiyor. Birkaç maddede mağazalarda gösterdiğiniz ekstra çabayı dile getirebilirsiniz. Bunları duyurmak ve uygulanır olduğunu göstermek müşterilerinizin sizleri tekrar ziyaret etmesinde önemli bir rol alacaktır.
Örnek:
E-mail
Marketing
Gönderdiğiniz e-postanızın amacı, kullanıcıya fayda sağlamak olmalıdır. Bu noktada da çalışanlarınızın kişisel hijyen kurallarına uyduğunu ve kullanıcıya en temiz bir şekilde ürününüzün ulaştırılmasının sağlandığını belirten mesajlar şirket imajınızı taze tutacaktır. Şirketinizin doğrudan ürünlerinizle ilgili süreçleri ve prosedürleri hakkında ortaya çıkan sorunlar varsa e-mail yoluyla paylaşmak doğru olacaktır. Bunlar kısaca gönderim gecikmeleri, mevcut olmayan veya stokta olmayan ürünler veya politika değişiklikleri gibi önemli şirket güncellemeleriniz olabilir. Kısaca tüketiciye karşı açık olmak şirketlerin güven kazanmasına yardımcı olacaktır.
Örnek:
Bazı markalar paketledikleri ürüne yapılan temizleme işlerini özetleyen ve virüsün ilgili materyal yoluyla bulaşmayacağını ifade eden e-postalar gönderiyor.
Sunduğunuz hizmete en yakın olan malzemenin üzerinde bu virüsün kaç saat kaldığını belirtebilir, sürekli olarak yaptığınız dezenfekte işlemini vurgulayabilirsiniz.
Çalışanlarına değer veren bir şirket tüketicilerinin gözünde de değerlidir. Bu nedenle çalışanlarınıza bu süreçte sağladığınız faydadan dozunda bahsetmek onları da doğru markayı tercih ettiği düşüncesine itecektir. Özellikle sosyal medya üzerinden bu gibi durumlar takdirle karşılanarak markaların itibarlarını yükseltecek olumlu sonuçlar doğurabilmektedir. Ancak bu noktada önemli olan kısım sözde kalmayıp çalışanlara sunulan ayrıcalıkların gerçekten de yapılmasıdır. Bu süreçte farklı örneklerle bunları gördük ama en değerli ve inovatif yeniliklerden birini Getir markası yaptı diyebiliriz. Getir markası çalışanlarına özel online bahşiş uygulamasını başlattı. Bu sayede hijyenik sebeplerle bahşiş vermekten çekinen tüketiciler kuryelere hijyenik bir şekilde destek olabildi. Marka bu uygulamasıyla pek çok platformda gündem konusu olmayı başardı
Kaçınılması Gereken
Mesajlar
Yapacağınız her türlü olumlu davranışta, COVID-19 kelimesinin hassas bir kelime olduğunu unutmayın.
Örneğin müşterilerinize bir kampanya imkanı sağlamak isteyebilirsiniz, fakat bunu herhangi bir kodla yapmamalısınız. Özellikle de Corona19/ COVID-19 gibi… Bu sıkıntılı süreci yumuşak bir dille atlatmalı ve bunu müşterinize hissettirmemelisiniz. Her gün, her yerde koronavirüs ile ilgili mesaj gören tüketiciler içinde koronavirüse ait bir kavram geçen mesajlarla markanıza sahip çıkamaz. Bu nedenle farklı bir dil, farklı avantajlar sunarak destek olduğunuzu belirtmekte fayda var. Herkes bu konuda çok hassas olduğu için, bu süreçte kullanıcılarınıza en titiz yöntemle ekonomik yönden katkı sağlamak için ücretsiz kargo seçeneği sunabileceğinizi belirtebilirsiniz.
İnternet Reklamlarına
Ne Kadar Yüklenilmeli?
Eski normalde erken rezervasyon reklamlarını rahatlıkla sunabiliyorken yeni normalde seyahat kısıtlamalarının olduğu bir dönemde böyle bir reklam vermeniz çok işe yaramayabilir. Reklam ifadesini sade ve gerçekçi bir dille, insanların bu iletişimlere açık olup olmadığını görerek ve performansı yakından takip ederek reklam vermek daha doğru bir davranış olur. Yani yerinde ve zamanında reklam yapmak gerekiyor. Aksi takdirde markanız sert tepkilerle karşılaşabilir ve geri dönüşümü zor bir süreçle baş başa kalabilir.
Kısaca dijital dünyadaki mevcut yerimizi korumak hatta daha da iyi bir konuma getirmek için yapılabilecek önerilerimizi sunduk. Dolayısıyla finansal olarak varlığımızı sürdürebilmek amacımız. Ama iş sürekliliğini sağlamak için işin teknik, altyapısal ve güvenlik boyutunu da mutlaka ele almamız lazım. Sonraki başlığımızda tam da konulara bu konuya değinerek bir bütünün parçası olduğunu daha iyi anlayacağız.
Evden Çalışmanın
Getirdiği Güvenlik Tehditleri
Pandemi sürecinde birçok işveren ve çalışan daha önce karşı karşıya gelmediği “evden/uzaktan çalışma” sistemine geçmiş, bununla birlikte yeni siber güvenlik endişeleri ortaya çıkmış, şirket verileri ile müşterilerin ya da üçüncü kişilerin kişisel verilerinin ele geçirilmesi riski artmıştır.
Daha önce kurumlarınızda “Bilgi Güvenliği” adına seminerler verilmiş hatta buna dair işe başlarken sözleşmeler imzalatılmıştır. Buna göre bir muhasebe verisinin ya da kritik bir verinin ev ortamında görüntülenmesi bütün bu önlemlerin bir anda çerçevesini değiştiriyor. Kurumunuzun fiziksel ortamından bu bilgilerin çıkması anlamına geliyor. Bütün kurumlar bilgilerinin sızdırılması ya da bir saldırı sonucu yok olmasından korkarken şimdi daha fazla önlem almak durumundadırlar.
Neler
Yapabiliriz?
Kısaca bu önlemlerden söz etmek gerekirse, kullanıcıları kurum çalışma alanına bağlayacak VPN olarak adlandırılan güvenli bir bağlantı tipi kullanmalıyız. Altyapının yetersiz olduğu durumlar için ise bulut platformu çözümlerini kullanabilirsiniz.
Kullanıcının evden çalıştığı durumlarda daha esnek ve mobilite çalışma ortamı sağlasa da kullandıkları cihazların çalınması durumunda içindeki tüm bilgide çalınmış olur. Bu sebeple disklerin şifrelenmesi gerekmektedir.
Ayrıca KVK kanunları gerekliliklerinden biri haline gelmiş verinin sınıflandırılması ve korunmasına ilişkin DLP çözümleri de kullanılabilir. Notebook, Tablet ve kurum telefonlarının hassas verileri kontrol altına alınması sağlanmış olur.
Verilerin imha edilmesi, kaybolması, değiştirilmesi, ifşa edilmesi veya yetkisiz kişilerin erişebilmesi riski, bu yeni çalışma dönemi ile büyük ölçüde artmaktadır. Bu nedenle BT ve veri güvenliğini güçlendirmek gerekmektedir. (1)
Yeni Stil Toplantılar
(Video Konferans)
Pandemi döneminde video konferans üzerinden yapılan toplantılarda kullanılan programlar iyi analiz edilmelidir. Ücretsiz görünen uygulamalardaki veri gizliliği ve güvenlik sorunları kullanıcıları tehdit etmeye başlamıştır.
“Unutmayın! Bir ürüne para ödemiyorsanız, ürün sizsiniz demektir!”
Şirket işleyişlerinde uzaktan çalışma döneminde sıkça kullanılan video konferans platformlarını kullanmaya neredeyse yeni tanıştık diyebiliriz. En azından büyük çoğunluğumuz öyle… Bu nedenle bu platformları kullanırken de gerekli bilgileri öğrenmeli, test etmeli ve ondan sonra şirket içinde aktif olarak kullanmalıyız. Aksi takdirde bazı istenmeyen durumlarla karşı karşıya kalınabilir. Mikrofonu açık olan bir öğrencinin öğretmenine hakaret etmesi, bir yönetim kurulu üyesinin konferans uygulamasını açık unutup lavaboya gitmesi gibi…
Video konferans platformlarının kullanımında dikkat edilmesi gerekenler:
- Toplantı, toplantı sahibinin denetlemesini gerektirmelidir.
- Toplantının yönlendirilmesi ve sadece gerekli kişilerin toplantıya dahil edildiğinin mutlaka kontrol edilmesi gereklidir.
- Özellikle önemli toplantılar için asla aynı toplantı kimliği tekrar kullanılmamalıdır. Her toplantı için farklı bir toplantı kimliği oluşturmanın yanında, bir toplantı parolası eklediğinizden emin olun. (2)
- Tüm katılımcılar geldikten sonra yönetici odayı sanal olarak kilitleyebilir. Bu durum yetkisiz girişlerin de önüne geçer.
Sonuç olarak yeni normal dediğimiz olgu eskiden yapabildiklerimizi eskisi gibi yapamayışımızın adıysa eğer, bizler de işlerimizi eskisi gibi yapmayı beklemek yerine işimizi tekrar modellemeliyiz. Bu makalenin başında saydığımız teknik, altyapısal, güvenlik tedbirlerinin yanı sıra dijital modellemenin zamanı geldi de geçiyor. Normallerimizin eskisi gibi olduğu sağlıklı günler dilerim.
Kaynak
1 ) Bihrer R. Andreas/Kunz Niklaus, Legal Aspect of Coronavirus IV- The Walk into Uncertainty, 2 Nisan 2020 https://www.lexology.com/library/detail.aspx?g=b55fe3e8-b12d-4b7a-9cd1-e354eda5d252; https://home.kpmg/nl/nl/home/insights/2020/05/the-role-of-directors-during-covid-19-and-beyond.html ET. 30.05.2020
2) https://yesilay.org.tr/tr/makaleler/pandemi-gunlerinde-teknoloji-dost-mu-dusman-mi
3) seohocası.com / Erhan Kolci
4) https://neilpatel.com/blog/coronavirus/
5) https://zeo.org/tr/blog/covid-19-surecine-dijital-pazarlama-seo-yaklasimi/